AŞK-I
SERSERİNİN
NOT
DEFTERİ
Aşk diyorlar ya adına,
Kimilerine Kaf dağında,
Kimilerine yürek yakını,
Bir bedenin otuz altısı,
Yahut da otuz sekizi,
Olmasın kesinlikle kırk,
Yüreğin umarla arsızlığı,
Yanardağın rakımı,
Kırk ikindi yağmurları…
…
..
Meşk diyorlar ya adına,
Zümrüt'ü Anka kuşu sanki,
Rize’de çay tarlası,
Malatya’da mişmiş dalı,
Bursa'nın Uludağ'ı,
Yüksek yüksek tepeler,
Pazarcının ikizlere takkesi,
Gül kokularında sevişmelerin,
Belki seksenli yıllarda kalan,
Belki de doksan aralığında,
Dudaklardaki buseleri…
…
..
Şevk diyorlar ya adına,
Aşkın sevgiye ihaneti,
Gözlerde hüznün yaşları,
Boy-pos, renk-dil, şive-işve,
Sorsalar maşuka,
Minyon bir karanfil dalı,
Selvi dallarının göklere uzandığı…
…
..
Şiir, şarkı diyorlar ya adına,
Uzun maratonları ne fark eder ki,
Koşucusunu bilek bandı,
Sevebilmenin, beklemenin anı,
Sanki ayakların koştuğu,
Sanki ayakların yakalayamadığı,
Sanki otuz yedi düğümlü yüreği…
…
..
Tutku diyorlar ya adına,
Gökkuşağı'nın farklılığında,
Renkleniyor ya gözleri,
Yağmurla şıp ağladıkça,
Falların telve sinde bağlı,
Sevdanın gölgesine yaslı,
Uğrağı işte düşlerin an be an,
Gözler ay parçasının yıldızları,
Teni sabah ayazında kırağı,
Kırk desen değil san ki,
Kırk beş, belki elli ağırlığı…
…
..
Sarhoş diyorlar ya adına,
Sesinde kaçışların uzaklığı,
Yankılanır yüreği kuğu gibi,
Sarmaşık morunda bakışları,
Nasıl olunmaz ki, gönül tutsağı,
Her kadının en güzel,
Yaşıdır, otuz beş otuz altı…
…
..
Sevda diyorlar ya adına,
Çılgınlığın durulandığı,
Kokulu bir sabun kokusu,
Görülünce duraksandığı,
Gülerken, gülümserken,
Gül veren dallarının renkleri…
…
..
Özlem diyorlar ya adına,
Görgü meclisi öğretmeni,
Sevgi okulunun müdürü,
Nasıl istenmez ki,
Öyle bir güzelliğin,
Daim sevda kulu,
Her daim hademesi…
…
..
Düş diyorlar ya adına,
Falların ümitlendiği,
Fincan göbeğinde parmak izi,
Umudun zifiri karanlığında,
Ay parçasının aydınlığı,
Nur parçasında nurların,
Kul parçasının yüreği,
Um arların elma şekeri…
..
Umar diyorlar ya adına,
Her ilkbaharın sevda zamanı,
Ömrün ilk ve son mevsimi,
Sevgilinin gecelerce koklandığı,
Nankör bir kedi gibi okşandığı,
Sanki badem ağacında çağla,
Sanki feriğin mişmiş olmuşu,
Sanki kurusu bile tatlı olan,
Yaşandıkça balla kaymağı,
Yaşandıkça kokusunda tadı…
…
..
Gülümser diyorlar ya adına,
Ne zaman görmesem gülümser,
Ne zaman görsem gülümser,
Sahi kim ki o gözleri gülümser,
Kaybolmayan günlerdeki ümitler,
Aç horozun sabah olmadan ötüşü,
Darıca’da düşleri süslenmiş darı…
…
..
Şiirci Çocuk
“Yada
namı diğer
Bodrum
Aşkı,
Prof. Dr. Öner
Samanlı”
08.04.2015