10 Ekim 2013 Perşembe

CAN İZMİR, CANDA CAN İZMİR, KAHPEYE HAİNE AYMAZ SİYASİYE, MEZAR İZMİR




                                İZMİR

Şiirci Çocuk diyor ki; Atam diyarı Şanlı İzmir’e bu şiirimde naçizane  armağanım olsun…

Demek yine ateşlendin be usta, belli ki özledin İzmir’i
İslime tutulmuş gibi gelmekte sesin öksürüğünde belli ki,
Bir iki tertip ilaçla olmaz bu iş, haydi atla gel ilk uçan kuşla,
İzmir adını duyunca şöyle bir heyecan saracak her yanını,
Karşıyaka’dan uzanıp da Güzelyalı’ya, Alsancak, Göztepe,
Arpa boyu değil anlatmak istediğim, bir sıcak kucak sana…
….
..
.
Usta, bilemezsin dillidir demirli tekneleri denizine inanmış,
Kordon boyu endamlarıyla şen sergüzeşt balıkçıların otağı,
Usta, gök ve deniz mavi, toprak yeşil, İzmir vatanın otağı,
Usta, sıkılmışsın oralarda aldı haberini martıların çığırtkanı…
...
..
.
Usta, tamam farzı misal bindin Ankara’dan gelen ilk trene,
Geldin gündüzü arşınlayarak desem hızla Atamızın selamıyla,
Gecenin perdesini aralarken Basmane garı bir telaşın içinde,
Usta, karşılarız bre seni, İzmir’e yaraşır efelerin de efesi gibi…
..
.
Usta; İzmir sıra dışıdır öylesine sıradan sevilmez bilirsin sen,
Usta; İzmir her sevene de asla sevdasından gönül de vermez,
Usta; İzmir dedin mi candan ötesi candır, al bayrağımız gibi,
Usta; İzmir denilince akla gelen Türk’e vatan, gerisi yalan gibi…
..
.

Usta, İzmir tarihtir şandır, kahpeyi haini sevmez bilir o bunu,
Anlamayan andavalın siyasi gâvuru, satmaya hazır bu yurdu,
Kör gözüyle angut misali konuşurken kem ile küm zevatı paye,
Aslına nesebine, bayrakla vatanına nankör, osuruktan teyyare…
..
.
Usta, demek çok hastalandın çareni aramaya gel İzmir’e,
Çaresizlere güzel sevdaların kentidir can da candır İzmir,
Usta gel reçeteni yazdık ilacını aldık koyduk masaya gari,
Hoşlukta gel, sefan ile gel, dostlarınla gel, yeter ki gel beri,
Hatta elerin boş olsun, dolusuyla yüreğin vatan aşkıyla gel…
..
.
Usta, sabah gelirsen iki yumurta ile ye diye hazır boyozun,
Akşama müreffehinden kurulmazsa namerttir Ata sofraların,
İster Kordon boyu, ister esintili körfeze karşı esen tepede,
Seninle meşki özlemiş fısıldar inan yeşiller yeşili Kadifekale…
..
.
Usta, severdin özlemişsindir Kemeraltı’nı çeker canın,
Sevmiştin İzmir piyazını tadıyla Şükran Lokantası’nın,
Sonra turlarsın terlemek iyi gelir, ateşli dertlere devadır,
Kırgınlıklarını atarsın da, yolun Çeşme’ye denize uzanır…
..
.
Usta, İzmir gizemlidir hem bayıltır hem de diriltir insanı,
Sarhoş eder, sabah öğle akşam üç kez İzmir içilmiş gibi,
Akşamları diri olmanın zamanı zaten, sakın ola geçe kalma,
Avanesi angut muhteris gibi, İzmir’e ola ki sen gavur kalma…
..
.
Usta duymuş klarnetçiler de düşmüş yola cümbüşü meşk iledir,
Kurulmuş, denizden içeri çilingirhanesiyle İzmir, arzu edasıyladır, 
Usta, İzmir’e gelmek sevdaların en yücelerinde efelenmiş rakıdır,
Şevketi bostanı, sarımsaklı radikası, köftesi, sofranın damak tadı,
Tabii ki çupra ızgara, ızgarada balık tadındadır İzmir, dem zamanı….
..
.

Usta, İzmir kahpeyi kahpeliği sevmez gönülde alıp vermez,
Usta, İzmir doktora reçeteye girmez, yaşamın iksiri gibidir,
Usta, ateşini alır vurdun mu peşi sıra üç beş duble Ata rakıyı,
Usta yeminle söylüyorum ki ilaç milaç hak getire tüm dertlere,
Usta, İzmir biçareye çare, aklı vara keyif, aklı kıt’a gavur misali…
..
.
Usta, geliyorsun değil mi?
Usta, geliyorsun değil mi, göklerde uçan kuşlarla,
Usta, trenle de olur, şölen yaparız Basmane garında…

Şiirci Çocuk
Ya da nam-ı diğer Öner Samanlı
Karaburun- Mordoğan – İzmir
30.08.2013







4 Ekim 2013 Cuma

ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN, 'GÜLÜMSERNAME” SÖYLEMLERİ


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN, 'GÜLÜMSERNAME” SÖYLEMLERİ


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN, 'GÜLÜMSERNAME” SÖYLEMLERİ


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN, 'GÜLÜMSERNAME” SÖYLEMLERİ


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN, 'GÜLÜMSERNAME” SÖYLEMLERİ


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN, 'GÜLÜMSERNAME” SÖYLEMLERİ


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN, 'GÜLÜMSERNAME” SÖYLEMLERİ


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN, 'GÜLÜMSERNAME” SÖYLEMLERİ


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN SİYASETTEN UZAK ESİNTİLER


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN SİYASETTEN UZAK ESİNTİLER


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN SİYASETTEN UZAK ESİNTİLER


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN SİYASETTEN UZAK ESİNTİLER


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN SİYASETTEN UZAK ESİNTİLER


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN SİYASETTEN UZAK ESİNTİLER


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN SİYASETTEN UZAK ESİNTİLER


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN SİYASETTEN UZAK ESİNTİLER


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN SİYASETTEN UZAK ESİNTİLER


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN SİYASETTEN UZAK ESİNTİLER


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN SİYASETTEN UZAK ESİNTİLER


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN SİYASETTEN UZAK ESİNTİLER


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN SİYASETTEN UZAK ESİNTİLER


ŞİİRCİ ÇOCUK'TAN SİYASETTEN UZAK ESİNTİLER


16 Mayıs 2013 Perşembe

SANAT ADINA MUHTEŞEM FİLMLER İÇİN BİRŞEYLER YAZMAK ETİK OLARAK ÇOK ANLAMLI




FİLM ELEŞTİRMENİ DEĞİLİM AMA, SANAT ADINA MUHTEŞEM FİLMLER İÇİN BİRŞEYLER YAZMAK ETİK OLARAK ÇOK ANLAMLI VE FİLMİN EMEKÇİLERİNE SAYGI BENCE…


BİRKAÇ GÜNDÜR 'BEN KINGSLEY' Lİ FİLMLERİ İZLİYORUM


FAVORİLERİM ARASINDA:

Jannifer Connally ile çevirdiği, 'House of sand and fog' (SİSLER EVİ) Filmidir.. 

3 AKADEMİ OSKARI ALMIŞ BİR FİLM.

GERÇEKTEN MUHTEŞEM FİLMLER…

'BEN KINGSLEY' Lİ  ikinci film:

Penolope Cruz, Patricia Clarkson-Peter Sargsgaard ve Dennis Hopper ile birlikte çevirdikleri

(ELEGY) Aşkın Peşinde...

Bu filmde muhteşem...

Ancak bu filme kendimi öylesine kaptırmışım ki, hızımı alamayıp resim emekçisi arkadaşlarıma yaptığım ricayla, baş aktörün yerine geçtim ve sanki filmde başrol oyuncusu Profesör Samanlı, Profesör Kepeş gibi oynadı...

Ben filmi o pencereden izledim.

İzleyenler biliyorlar malum konuyu. Consuela çok gençtir ve hocaya aşıktır.

Müthiş bir aşk yaşarlar. Öncelikle, Consuela’nın göğüsleri ve gözleri onu büyülemektedir. Kız hocaya sırılsıklam aşıktır. Çok zengin bir Küba’dan Amerika’ya gelmiş ailenin kızıdır. Çevresinde onlarca erkek onun için fırlanırken, o (malum çirkin artist, kel büyük kulaklı ve burunlu Ben Kıngsley’e) sırılsıklam aşıktır.

Hoca ise: Consuela ile arasındaki 30 yaş farkı kafasında öylesine büyütür ki,  Consuela 'Penolope' uzak durmaya karar verir. 

2 sene gibi bir ayrılık sonrası bir gün kız (Consuela) hocayı tekrar arar ve final müthiş bir gece yaşarlar.

Çünkü ertesi gün, Consuela’nın kanser olmasından dolayı göğsü alınacaktır.

Hastanede ameliyat sonrasında yaşananlar ise yoğun duygu yüklü sahneler.

Bir erkeği bile ağlatmaya yetiyor ve artıyor. Gururla ağladım çünkü sanki filmi yaşadım.

OKUYANLAR BİLİRLER .

Oyunda beni oynayan, tarih Profesörü Kepeş;  göğsü alınan (Penolope) Consuela’ya, Homereus’un İliada destanını anlatıyor. Daha iyi ok atmak için, Amazon kraliçesi Penthesileia sağ göğsünü kesmişti. Bu olaydan sonra da tüm savaşçı Amazon kadınlarında bu uygulamanın sürdüğü rivayet olunur…


BİZDEN DE BİR EKLEME OLSUN ÖYKÜYE yada HAYRANLIĞIMIN ZİRVESİNDE İZLEDİĞİM FİLME

Homereus’un İliada destanında Amazon kadınlarından söz edilir. Rivayet edilir ki: Amazon kraliçesi Penthesileia'nın efsanesi ise oldukça trajiktir. Truva'ya saldırılar başlayınca Amazonların cesaretini örnek alan diğer Anadolulu ordular da savaşmaya başlamışlar.

Karşı tarafın en ünlü kahramanı olan Akhilleus ile amazon kraliçesi Penthesileia'nın, savaş alanındaki mücadelesi gerçekten çok zorlu olmuş. hem Akhilleus, hem de Penthesileia parlak zırhları ve gösterişli başlıkları ile tozlu savaş alanının ortasında birbirlerine doğru yaklaşmaya başlamışlar,  kraliçe keskin baltası ile Akhilleus ise mızrağı ile savaşıyormuş. kraliçe kusursuz bir şekilde kullanıyormuş baltasını. hareketleri atik ve hızlıymış.

Göğüs göğse uzun süren bu dövüş sırasında Akhilleus, düşmanının bir kadın olduğunu aklından bile geçirmemiş. uzun mücadele sırasında; Akhilleus'un yenileceğini düşünen bir arkadaşı, ikilinin arasına girerek kraliçenin dikkatini dağıtmış. işte ne olduysa bundan sonra olmuş ve Akhilleus'un fırlattığı mızrağı fark edemeyen Penthesileia, göğsüne saplanan mızrak ile yere yığılmış.

Akhilleus, düşmanını yendiği için rahat bir nefes almış ama yine de; içinde bu çok iyi dövüşen düşmana karşı bir saygı, bir hayranlık uyanmış. Toz toprak içinde yatan bedene doğru yaklaşmış ve kendisini bu kadar uğraştıran kişinin yüzünü görmek için, yaralının başını kucağına almış. bu narin beden karşısında biraz şaşırmışsa da asıl şaşkınlığı başlığı çıkartınca yaşamış. karşısında bir kadın varmış.

Hem de çok güzel bir kadın. Kendi mızrağı ile yaraladığı bu güzel kadın, az önceki zorlu mücadelede kendisini zorlayan askermiş. inanamamış gözlerine Akhilleus; ölmek üzere olan kraliçenin güzelliği ve cesareti karşısında, çok etkilenmiş ve aşık oluvermiş bu güzel kadına. ama olan olmuş ve kraliçe aldığı ölümcül yara nedeniyle son nefesini vermiş Ahilleus'un kollarında.

Akhilleus ve Penthesileia'nın bu mücadelesi zamanla o devrin sanatçıları ve ozanları arasında çok sevilmiş ve çeşitli sanat eserlerine konu edilmiş. eski ve acıklı bir aşktan geri kalanlarla beraber….


Sevgilerimle.

Prof.Dr. Öner Samanlı
17.05.2013
Patagonia’s

ŞİİRCİ ÇOCUK YADA NAM-I DİĞER ÖNER SAMANLI’DAN İNCE AYARLAR


ŞİİRCİ ÇOCUK YADA NAM-I DİĞER ÖNER SAMANLI’DAN İNCE AYARLAR


ŞİİRCİ ÇOCUK YADA NAM-I DİĞER ÖNER SAMANLI’DAN İNCE AYARLAR


ŞİİRCİ ÇOCUK YADA NAM-I DİĞER ÖNER SAMANLI’DAN İNCE AYARLAR


ŞİİRCİ ÇOCUK YADA NAM-I DİĞER ÖNER SAMANLI’DAN İNCE AYARLAR


ŞİİRCİ ÇOCUK YADA NAM-I DİĞER ÖNER SAMANLI’DAN İNCE AYARLAR


ŞİİRCİ ÇOCUK YADA NAM-I DİĞER ÖNER SAMANLI’DAN İNCE AYARLAR


ŞİİRCİ ÇOCUK YADA NAM-I DİĞER ÖNER SAMANLI’DAN İNCE AYARLAR


ŞİİRCİ ÇOCUK YADA NAM-I DİĞER ÖNER SAMANLI’DAN İNCE AYARLAR


ŞİİRCİ ÇOCUK YADA NAM-I DİĞER ÖNER SAMANLI’DAN İNCE AYARLAR